Edremit Körfezi’nde Yarasa Katliamı


( Oldukça eski  , ama  bu  yılın  Yarasa Yılı  olması nedeniyle , ilginç bir haber...
İzleyin: )

Çevre ve Orman Bakanlığı , Edremit Körfezi Havran’daki dünya ölçeğinde önemli yarasa mağarasının girişini kapatarak ve içini ışıklandırarak yarasaları mağaralarını terk etmeye zorluyor.
Havran’daki yarasa mağarası on türden 20 bin yarasaya ev sahipliği yapıyor ve bu nedenle Avrupa ve Türkiye’nin en önemli mağaralarından biri olarak kabul ediliyor.

Türkiye doğasını korumakla sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye’nin imzaladığı uluslar arası anlaşmaları ve Hayvanları Koruma Kanunu’nu ihlal ederek toplu yarasa katliamı gerçekleştiriyor.



Havran’daki dünya ölçeğinde önem taşıyan yarasa mağarası, 1995 yılında yapımına başlanan Havran Barajı’nın su toplama havzası içinde yer alıyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı, mağaranın sular altında kalacağının anlaşılmasının ardından oluşan Avrupa Birliği’nin baskıları üzerine çözüm olarak yarasalar için yapay bir mağara inşa etmişti. Ancak yarasalar sular altında kalacak doğal yuvalarında kalmaya direndi ve yeni mağaraya taşınmadı. Çevre ve Orman Bakanlığı bu durum üzerine mağaradaki yarasaların gürültü yapılıp ışık tutularak çıkarılmasına karar verdiğini açıklamıştı.

Bölgeden gelen son bilgiler, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın mağaranın girişini yarasalara kapatarak içini ışıklandırdığını doğruluyor. Çevre ve Orman Bakanlığı, bu faaliyeti ile Türkiye’nin imzaladığı uluslar arası anlaşmaları ve Hayvanları Koruma Kanunu’nu ihlal ediyor.

Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Başkanı Güven Eken şunları söyledi: “Binlerce dişi yarasanın çiftleşmek, doğum yapmak ve yavrularını emzirmek için kullandığı Havran’daki yarasa mağarası, Kuzey Ege’de yaşayan yarasalar için alternatifi olmayan bir yaşam alanı.
Yarasaların kış uykusuna hazırlandığı bu dönemde mağaranın kapatılması ve ışıklandırılması yarasaların sonu anlamına geliyor. Buradaki yarasa nüfusunun yok edilmesiyle, bölgedeki yarasaların nüfusunda ciddi bir azalma yaşanacak.
Zeytin zararlısı böceklerle beslenen ve zeytincilerin doğal destekçisi olan yarasaların azalmasıyla, bölge ekonomisi için büyük değer taşıyan zeytinliklerdeki doğal denge de bozulacak.”



Eken, sözlerine şöyle devam etti: “Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, asli sorumlulukları nı görmezden gelerek baraj sektörünün temsilcisi haline gelmiştir. Eroğlu’nun projeleri nedeniyle Türkiye’de yok olan canlı türünün ve doğal alanın haddi hesabı yoktur. Havran’daki yarasa mağarasında olup bitenler, Bakan’ın göz yumduğu yanlışlardan biridir. Hükümet, Türkiye’nin dört bir yanında Çevre ve Orman Bakanlığı eliyle yürütülen doğa katliamını ivedilikle durdurmalıdır”.

www.dogadernegi.org/


konunun tartışmaları :




bu işin bilimadamları (!) desteğiyle yapılması daha da vahim.
eskiden DSİye karşı çıkan tek kurum Çevre-Orman Bakanlığıydı. artık bu tarih oldu. bugün bakanlık DSİnin altında bir kurum gibi.

bu arada dün Havrandan arayan bir çevre derneği başkanının söylediği: bu elektrik barajı değil; sulama barajı değil, peki ne? Civarda çalışacak madenocaklarının ihtiyacını karşılamak için bir su deposu.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken şunları söyledi:
“Binlerce dişi yarasanın çiftleşmek, doğum yapmak ve yavrularını emzirmek için kullandığı Havran’daki yarasa mağarası, Kuzey Ege’de yaşayan yarasalar için alternatifi olmayan bir yaşam alanı. Yarasaların kış uykusuna hazırlandığı bu dönemde mağaranın kapatılması ve ışıklandırılması yarasaların sonu anlamına geliyor. Buradaki yarasa nüfusunun yok edilmesiyle, bölgedeki yarasaların nüfusunda ciddi bir azalma yaşanacak. Zeytin zararlısı böceklerle beslenen ve zeytincilerin doğal destekçisi olan yarasaların azalmasıyla, bölge ekonomisi için büyük değer taşıyan zeytinliklerdeki doğal denge de bozulacak.”
kaynak:www.ebmhaber.com/detay/10336/edremit-korfezi%E2%80%99nde-yarasa-katliami-iddiasi.htm

Bugüne kadar biz ( özllikle bu doğal yardımcılardan faydalanan çevre halkı )neredeydik acaba:(
Okuma,araştırma ve bilgilenme çabalarımız olmadığı için yumurta kapıya geldiğinde uyanıyoruz,her zamanki gibi.Başka ülkelerde insanlar , sivil toplum kuruluşları daha işin başındayken duruma müdahale ederken,(tabii ki çevre halkı ön planda böyle durumlarda),biz maalesef okuma,bilgilenme ve araştırma alışkanlığımız olmadığından,çevre bilincimiz ise hiç olmadığından ancak işler son aşamaya geldiğinde ,artık neredeyse iş işten geçtikten sonra uyanıyoruz.
bu bölgedeki - magaradaki yarasalar uzerine bir suredir calisan biyolog var mi acaba? ayni zamanda böcekler uzerine de...
stk lar da olabilir...
belki bunu gundeme getirebiliriz..
konunun farkli boyutlariyle ilgili calisan bilim insanlari, stk lar varsa iletisime gecmek isterim... özelden de email atabilirsiniz..
ahmet bey, belki ozellikle de siz yonlendirebilirsiniz bizi.. daha fazla ileri gitmeden acaba bir bölüm yapilabilir mi uzerine? magara girisi kapatilmis yaziyor haberde, girmek hicbir sekilde mumkun degil midir? denetleniyor mu grisler acaba?
sanırım doğru adrestesiniz Öykü Hanım.
Havran mağaraları ta 1950lerde Prof.Dr. Melahat Çağlar hocanın araştırmalar yaptığı, Türkiyede ilk araştırılan mağaralardandır.
daha sonra yerli yabancı pekçok biliminsanı buradaki yarasaları incelemişti. 2004 yılında Kazdağları Milli Parkındaki çalışmalarımızı yürütürken, önceden beri bildiğim bu mağarada ben de incelemeler yaptım. Tür çeşitliliği, önceki literatüre yansıyanlardan daha fazlaydı. Birey sayısı da yaklaşık 20 bin civarında olup; Avrupadaki ve Türkiyedeki en önemli mağaralardan biriydi.
Dönüşte Ankarada bakanlığa sesimizi duyurmaya çalıştık. 1-2 yıl hiç ses çıkmadı. daha sonra twinning projesi kapsamında yurdumuza gelen iki Alman biyolog da aynı yerde incelemeler yaptı ve bana sonuçlarımızı ortak yayınlamayı teklif ettiler ve makale halinde Almanyada Zoology in the Middle East dergisinde yayınlandı.
önceki yıl basında çıkan haberlerde üstü kapalı bizim gayretlerimizden bahsedilip, almanların teyidinden sonra Türk bilimadamlarının tespitleri onaylandı cinsinden bazı haberler çıktı. bu da işin ayrı bir vehameti. kendi insanımıza, Türk bilimadamlarına güvenmeyip, akademisyen olmayan almanların teyidine ihtiyaç duyulması gibi komik bir durum:)
neyse maksadım, reklam yapmak falan değil, ancak sesimiz bundan 5 yıl evvel duyulsaydı ve bizi ciddiye alsalardı belki bunların hiçbiri olmayacaktı demek istiyorum.

istek üzerine DSİ genel müdürüyle görüşen üye arkadaşımız ve dünya çapında ornitoloji çalışmalarıyla adını duyuran Çağan Şekercioğlunun kuşlardaki gibi verici bağlantısıyla yarasalarda çalışıp çalışmayacağı sorulmuştu. Küçük bir ekip halinde bu çalışmayla ilgilenirken; bizden bizden habersiz durum, katliam boyutuna taşındı.
Sağolsun bir diğer dostum, Doğa Derneği başkanı Güven Eken, konuyu basına taşıdı. ama her yerden feryat figan sesleri geliyor. Yerel dernekler ve basın da olayın peşini bırakmıyor. Sıkça telefonla aranıyorum.

Bu bağlamda; bildiğiniz gibi Sultansazlığındaki çekimlerinize nasıl destek olduysam; Havranda da varım.
buradaki hayatın ne kadarını kurtarabilirsek kardır. e-posta ile iletişim bilgilerimi gönderiyorum.

teşekkürler Emine Nurhan Hanım.
aşağıda Öykü Hanıma da yazdığım gibi ilk S.O.S. çağrısını yapan sanırım bendim. 2004 Mayısında bakanlığa sesimizi duyurmaya çalıştıysak da fazla başarılı olamadık.
bazı bilimadamlarımızın (!) rant kavgası da işin cabası. ver parayı al onay raporunu hesabıyla çalışırsak, ne doğa düşünürüz, ne gelecek.
Avrupa baskıları olmasaydı belki bu katliam 3-4 yıl evvel olacaktı.
artık sıra bizde Güven gibi bizler de kamuoyunun dikkatini çekip, olayın vehametini anlatabilirsek; sanırım büyük bir iş başarabileceğiz.
sağlıcakla kalın, iyi geceler.
 TRAMEM

İLGİLİ DİĞER HABERLER

 Bu çalışma yarasalar için
Yarasalar  direniyor, Baraj faaliyete geçemiyor

Olay oldukça eski ama ilginç değil mi. Şu anda sonuç nedir dersiniz ?

0 yorum:

 
Clicky Web Analytics