Doğu Karadeniz'de, geçmiş yılların önemli kültürel değerlerinden olan su değirmenleri, gelişen teknolojiye yenik düşüyor.
29 Mart 2008 Cumartesi 14:34
ZEKERİYA SARIHAN
Tarihe şahitlik eden su değirmenleri, insanın toprağa bağlandığı ve ilk ziraat faaliyetlerini yapmaya başladığı devirlerde kullanılmaya başlanmış. İki yassı taş arasında ezilen mısır, buğday gibi ürünlerden un elde etmeyi başaran insanlar, teknolojinin gelişmesi ve un elde etmek için başka yöntemler kullanılmaya başlanması ile su değirmenlerini terk etmeye başladı.
Doğu Karadeniz ve Rize'de de özellikle mısır öğütmede kullanılan su değirmenleri, mısır üretimi ve kullanımının azalması ile adeta kaderine terk edildi.
Rize'nin Fındıklı ilçesinde su değirmeni işleten Sinan Özemir, yıllar önce Doğu Karadeniz genelinde olduğu gibi Rize'de de mısır üretimi ve tüketiminin önemli yer tuttuğunu belirterek, ''Köylerdeki yaşamın yavaş yavaş azalmasına paralel olarak mısır üretimi de azalmaya başladı. Bu da doğal olarak su değirmeni kullanımını neredeyse bitme durumuna getirdi'' dedi.
Eskiden tarlada üretilen mısırdan su değirmenlerde öğüterek un elde edildiğini, günümüzde ise yaygınlaşan şehir hayatı ile hazır un kullanımının yaygınlaştığını dile getiren Özemir, ''yaylalarda ve köylerde yaşamın yoğun olduğu dönemlerde dedelerimiz bahçede ürettiği mısırı hasat eder, sonra da serender ve evlerin girişine kuruması için asarlardı. Kışın bu mısırlar ailenin ihtiyaçları doğrultusunda su değirmenlerinde öğütülürdü. Mısır ve mısırdan elde edilen çeşitli yiyecekler temel besin kaynaklarımızdı. Başta mısır ekmeği olmak üzere mısır unu kullanılarak yapılan hamsili ekmek, çeşitli lahana yemeklerinde kullanılırdı'' diye konuştu.
Özemir, eskiden her köy ve mahallede bulunan ve akarsuların en uygun yerine inşa edilen su değirmenlerinin genellikle çevresindeki ailelerce ortaklaşa kullanıldığını kaydederek, şunları söyledi:
''Ancak son dönemlerde mısır üretiminin azalmasına paralel olarak tarihi su değirmenlerimiz kullanılmaz oldu. Günümüzde, eskiden her köy ve mahallede, o yerin geleneksel yaşam tarzına uygun yapılan su değirmenlerinin bazısı yıkıldı, bazısı da yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Oysa 1900'lü yılların başında bir yerleşim yerinin köy statüsü kazanabilmesi için orada cami ve medrese ile bir su değirmeninin bulunması önemliydi.''
Özemir, su değirmenlerinin mimarisinin, taş ve ahşap işçiliğinin güzel örneklerini oluşturduğunu dile getirerek, ''su değirmeni bölgemiz insanının doğada var olan yöresel enerji kaynaklarından en güzel biçimde yararlandığının da önemli bir göstergesiydi. Günümüzde pek kullanılmasa da, su değirmenlerini tarihi birer değer olarak korumalıyız'' dedi.
Pazar53 Rize Haberleri
O ÇEYREK BURAYA GELECEK
2 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder