Efemçukuru köyü , İzmir'in Menderes İlçesine bağlı ormanların , dağların içinde , bağcılık ve bir miktar da hayvancılıkla geçinen bir köydür.
Seferihisar sahillerini ve İzmir körfezini yaklaşık 750-800 metre yukarıdan ,kızılçam ağaçlarının dallarının arasından izlersiniz ..
İzmir'deki yazın kavurucu sıcağın aksine , serin serin esen hafif bir rüzgar dokunur yanaklarınıza .. Ceviz ya da çınar ağaçlarının gölgesi davet eder sizi ......
Bilge , vakur ve sakin ifadelerini izlersiniz yaşlıların köy meydanında o doyulmaz sohbetlerinde..
Geçmişi çok eskilere dayanır , 700-800 yıl gibi..
Kurtuluş savaşında omuz omuza vererek Yunan işgalcilerini püskürtmüşlerdir..
Bağları ile ünlüdür , üzümünün benzeri yoktur , komşu Kavacık ve Çamtepe köyleri ve Efemçukurunun..
üzümün toplanma zamanı geldi mi ,köylülerin yüzü daha bir güler..
Üzüm zamanı , köylünün en mutlu günleridir , buralarda...
Nam salmıştır üzümleri ülkenin her yerinde..
Ama , gelgelelim ,köylü şaşkındır bu son zamanlarda...
Uzun yıllardan bu yana Efemçukuru'nda altın madeni arayan Tüprag şirketi , işletme aşamasına geçmek üzeredir...
Dediklerine göre , köy altın madeninin üzerinde kurulmuştur.
Maden sahasında kalan arazilerini şirkete satmayan bir kısım köylülerin arazileri için " acele kamulaştırma yasasına göre " istimlak kararları çıkmaya başlamıştır.
İtiraz edenler , Danıştay'ın kamu yararı bulunduğu yönündeki itirazların reddi kararı ile bir kez daha şaşırmışlardır.
Köylü ikiye bölünmüştür .. Arazilerini satanlar ve satmayanlar olarak..
Madenin köye gelir sağlayacağını düşünen köylüler ve maden çıkarılması faaliyetlerinin çevreye ve insan sağlığına zarar vereceğini düşünen köylüler , birbirleri ile kahvehanelerini bile ayırmışlardır , birbirleri ile konuşmamakta ,birbirinin oturduğu kahvehanelere girmemektedirler.
Kardeş kardeşe düşmüştür adeta..
Ege Çevre ve Kültür Platformu Dönem sözcüsü avukat Arif Ali Cangı `nın verdiği bilgiye göre açılan dava dosyalarında şu noktalara dikkat çekilmekte :
- Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru ' nda kamulaştırma kararı, kamu lehine değil, özel şirket için çıkarıldı. Bu , yasaya aykırı. Madenin İzmir `in su havzasını kirletme riski var. Kamu yararı olmayan bu karar, mülkiyet hakkının özüne dokunur nitelikte.
`Toprağımdan gitmem`
Bakanlar Kurulu `na dava açanlardan Hatice Bay ' da
-"35 yıl önce köyden şehre taşındım ancak yine de topraklarımı satmak istemiyorum" diyor, "Çünkü bu topraklar bize atalarımızdan, babalarımızdan kaldı."
Efemçukuru`ndan Ahmet Balcı da, davayı sonuna kadar sürdürmekte kararlı:
-"Doğanın korunması için ve burada yaşamımızı sürdürebilmek için bu davanın peşinden koşmalıyız."
Köylüler 170 hanede 600 kişinin yaşadığı Efemçukuru ’nda altın madenini, madende çalışan 15 kişinin dışında kimsenin istemediğini belirterek
- “Altın madeni açılırsa sularımız, topraklarımız kirlenecek. Yetişkin ağaçlarımız kesilerek oksijensiz kalacağız. Biz altın madenine karşıyız, çocuklarımız ve geleceğimiz için Çamlı Barajı’nı istiyoruz” dediler.
İzmir Büyükşehir Belediyesince ,Efemçukuru'nun , İzmir metropolünde yüzey sularının tek tutulabildiği yer olması , Çamlı , Alionbaşı , Tahtalı baraj havzalarında kirlenmeye neden olunacağı yönündeki raporları da ilgili yerlere iletilmiş olmakla birlikte Çamlı barajı inşaatından da havzadaki madencilik faaliyetleri nedeniyle vazgeçilmesi sözkonusu.
Hülya arkadaşımın gönderdiği e-mailden , gelin birlikte okuyalım:
EFEMÇUKURU'NU ALTIN İÇİN KATLETTİLER
Ama , kıydılar................
ŞİMDİ NE OLACAK ?
aslan Burak Bey, elinize sağlık çok sevindim bu yazıyı burada görünce.ben böyle doğa katillerine sinir oluyorum ama elimden konuşmaktan ve buraya yorum yapmaktan başka bişi gelmiyor. bukadarda olmazki...duyarlılığınız için teşekkür ederim,doğa adına:)
YanıtlaSil