SU DEĞERLİDİR

Son iki yazımızın kaynağı , İzmir Büyükşehir Belediyesinin web sitesi.....
Alttaki diğer başlıkta , Azmak Deresi düzenlemelerini konu alan bir yazı yer alıyor..

Bugünkü konumuz dünyanın tatlısu kaynaklarına ne olduğu , ve bunun ülkemizdeki yansımaları.Ayrıca , İzmir Anakent Belediyesince , su kaynaklarının tasarruflu kullanılması çağrılarını öne çıkaran afiş ve diğer uyarılara da değineceğiz.





Bildiğiniz gibi , Dünyada büyük bir hızla artan insan nüfusunun karşılanması gereken tatlısu ihtiyacı nedeniyle , tatlı su rezevlerinin tükenmesinin ülkemizdeki yansıması ile , susuzluk tehlikesi ile yüzyüzeyiz.. Daha çok su temini için alınan tedbirler , tatlı su rezervlerinin azalmasını engelleyemiyor. Tam tersine , su kaynaklarının daha da hızlı tükenmesine yol açan geçici çözümler diyebileceğimiz bir rahatlamanın sonunda, dünyayı diğer doğal felaketlerle birlikte , korkunç bir susuzluk felaketi bekliyor.
On yıllar önce , bilim adamlarının bir sözü , özdeyişe dönüşmüş halde kulaklarımda çınlıyor:
"-İki bardak suyunuz varsa , lütfen birini içmeyin..Saklayın..Çünkü bir bardak suya muhtaç olacağımız günler geliyor"nnn
Barajlardaki tutulan su rezervleri bitiyor , göller ırmaklar kuruyor. Yer altından yüzlerce metre derinlikten çıkan sular artık çıkmıyor.. Daha derine , her seferinde daha derine inmek zorunda kalınıyor.
Yanlış bir inanış var halk arasında .. Hatta yetkili kişiler de de ayni yanlışı görüyoruz. Yağacak bir yağmurun tatlısu rezevlerini tekrar eski düzeye getireceği sanılıyor. Yağmur , haftalarca yağsa da su rezervlerinin eski haline gelmesi mümkün değil.
Niye mi ?
Yer altında yüzyıllarca , belki de binyıllarca zamandan beri ,tıpkı petrol yatakları gibi depo halde bulunan çok büyük tatlısu gölleri ya da denizleri vardır. Bunlar tüketiliyor ya da tüketildi şu ana kadar.
Bu rezervler , yağışla tekrar eski halini alabilecek kaynaklardan değil.
Geçenlerde , tam olarak nerede okuduğumu hatırlayamıyorum , bir Amerikan kuruluşunun internet sitesinde , yer altında keşfedilen tatlısu denizinden bahsediliyor ve bu tatlısu rezervinin üzerinde bulunan , hatırlayamadığım o büyük kent ve çevresindeki yerleşim , tarım ve sanayi alanlarına yıllarca yeteceğini anlatıyordu..
Tatlısuyu da hazır rezervlerden tükettiğimizin farkında değildik galiba....
Mexico City gibi Pekin gibi kentlerinde yaşayan , onmiyonlarca insan nüfusuna tatlısu su yetiştirebilmek için çevrede mevcut bütün su kaynaklarının kullanılıp tüketildiğini , yer altında yüzlerce metre derinlikteki derin kuyulardan su çekilerek ihtiyacın karşılanmasına çalışıldığı , bu kaynakların da tükenmeye başladığı , her iki kentin de , derin kuyu pompalarıyla çekilen sular nedeniyle 1,5-2 metre aşağıya battığını ve çökmenin devam etmekte olduğunu , artık , kenar semtlere tankerlerle su taşındığını , insanların bir iki bidon su alabilmek için birbirini çiğnediğini biliyor muydunuz ?

İşte , dünyada bu gelişmeler olurken , kentlerimizde bir yandan sularımızın zehirli atıklarla kirlenmesi , en son olarak İzmir'in suyunda çıkan arsenik sorunu , diğer yandan su kaynaklarının gittikçe tükenmesi, su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını , bir damla suyun bile israf edilmemesini zorunlu hale getiriyor.

İşte ,İzmir 'de de Tahtalı barajının dibi göründü..Yer altı kuyularında su tükendi. Arsenikli suyu bile bulamayacağız gibi görünüyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi , çeşitli afiş ve sloganlar geliştirmiş ,otobüs duraklarında ,bilboardlarda , otobüslerde bu yönde uyarılar yapıyor İzmir halkına ...

Biz de
bu uyarıları buradan duyuralım istedik :

................................................................

Suyu Tasarruflu Kullanalım

Su Değerlidir...

Yeryüzünün büyük bir kısmının sularla kaplı olmasına rağmen bunun çok küçük bir bölümü tatlı ve kullanılabilir su niteliğindedir.
Dünya da 6 insandan 1’i güvenilir içme suyuna sahip değildir.
BM 43 ülkede 700 milyon kişinin su kıtlığı çektiğini, önlem alınmazsa 2025 yılında bu rakamın 3 milyarı geçebileceğini bildirmektedir.

Hayatın kaynağı olan su, sadece küresel ısınmanın değil, bilinçsiz tüketimin de etkisi hızla azalmaktadır. Türkiye sanılanın aksine su zengini değil, su azlığı yaşayan bir ülkedir.
Türkiye’nin gelecek kuşaklara sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup akılcı kullanması gerekmektedir.

Suyumuza Sahip Çıkalım!


SU TASARRUFU EVDE BAŞLAR

• Evimizde gizli su kaçağı olabilir. Anlamak için muslukları kapatalım ve su sayacındaki rakamı okuyalım. Su kullanmadan geçen iki saatin sonunda sayacı tekrar okuyalım. İki rakam arasında fark varsa önlem almalıyız.

• Musluk, rezervuar arızalarını ihmal etmeyelim. Damlatan bir tek musluktan, bir günde 7 kova su kaybolur.

• Banyo ve tuvalette kullanılan su, evin toplam su tüketiminin % 70 i kadardır. Tuvalet rezervuarı 16 litrelikse, su dolu 2 adet plastik şişe koyarak su tüketimini % 20 azaltabiliriz.

• Rezervuarları yenilediğimizde daha düşük kapasiteli olanları tercih edelim.

• Ellerinizi yıkarken, dişlerinizi fırçalarken, traş olurken, bulaşıkları durularken bir dakika boşa akan su yaklaşık 15-20 litredir.

• Banyo yerine duşu tercih edelim. Bir duşta ortalama 50 litre, bir banyoda ise 150 litre su tüketilir.

• Çamaşır ve bulaşık makinaları bir defada ortalama 40 litre su tüketmektedir. Makinelerinizi tam doldurmadan çalıştırmayalım ve kısa programları tercih edelim.

• Bahçe sulamak için buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşam üstü saatlerini tercih edelim.

• Sebze ve meyve yıkadığımız suyla çiçek sulayabilir, temizlik yapabiliriz.

• Otomobilimizi hortumla yıkamak yerine silerek ya da kova ve sünger kullanarak temizleyebiliriz.

0 yorum:

 
Clicky Web Analytics