Yarasalar Direniyor , Baraj Faaliyete Geçemiyor



( Oldukça eski bir olay.  Ancak , bu yılın Yarasa Yılı olması ve haberin
ilginçliği nedeniyle Yarasa yılı yazısının altında yer verdik..
Belki bu da unutulup gitmiş bir haberdir . )

Havran Barajı 72 milyon TL harcanarak bitirildi fakat faaliyete geçemiyor. Yuvaları sular altında kalacak yarasalar kendileri için yapılan suni mağaralara gitmemekte direniyor.


Balıkesir'in Havran İlçesi'nde, 1995 yılında yapımına başlanan ve 72 milyon TL harcanarak geçen yıl ekim ayında bitirilen baraj, sular altında kalacak mağaralardaki yarasa kolonileri yüzünden faaliyete geçemedi.

Yetkililer, yarasaların, kendileri için 3 milyon TL harcanarak inşaa edilen suni mağaralara geçmek yerine, sular altında kalacak yuvalarında kalmakta direttiğini savundu, köylüler ise 3 bin 600 hektar alanı sulayacak Havran Barajı'nın bir an önce faaliyete geçmesini istedi, aksi takdirde yarasaları zehirleyeceklerini söyledi. Bunun üzerine, Çevre ve Orman Bakanlığı ile iki üniversiteden gelen teknikekip, incelemelerde bulunarak 20 bine yakın yarasanın gürültü yapılıp ışık tutularak çıkarılmasına karar verdi.

Yöre üreticisinin 40 yıllık rüyası olan, Havran, Burhaniye ve Edremit ovalarında 3 bin 600 hektar alanı sulaması planlanan barajın temeli 1995 yılında atıldı. Çok sayıda hükümet eskiten Havran Barajı, her türlü sıkıntıya rağmen 2008 yılında tamamlandı, aynı yılın ekim ayında su tutacağı açıklandı. Müjdeli haber, başta zeytin, meyve ve sebze üretimiyle uğraşan çiftçiyi sevindirdi. Ancak sevinç uzun sürmedi. Baraj alanında yer alan mağaralarda 20 bine yakın yarasa bulunduğu ve o dönem uykuda oldukları, su tutulması halinde tümünün öleceği belirlendi.

DSİ Balıkesir 25. Bölge Müdürü Şahin Durukan, uykuda olan yarasa kolonilerinin zarar görmemesi için, su tutma işlemini 25 Nisan 2009'a ertelediklerini duyurdu. Sonrasında yarasalar için 3 milyon TL harcanarak suni mağaralar yapıldı, kış uykusundan kalktıklarında buralara taşınmaları kararlaştırıldı. Ancak, verilen tarihin üzerinden 6ay geçmesine karşın, yarasalar bir türlü doğal yuvalarını terk edip suni mağaralara taşınmadı, tamamlandığı açıklanan Havran Barajı da su tutmaya başlayamadı.

"YARASALAR UYANDI DSİ UYUYOR"

"Yarasalar uyandı DSİ uyuyor" diye tepki gösteren ve barajın getireceği bereketli günleri dört gözle bekleyen Havran üreticisinin ise sabrı taştı. Köylüler, DSİ yetkilerinin "yarasaların suni mağaralara geçmemekte direttiği ve tekrar uykuya daldıkları" yönündeki açıklamalarını inandırıcı bulmadıklarını belirterek tepkilerini yükseltmeye başladı. "Uzun yıllardır bu baraj gündemde. Bitti bitecek dendi. Ancak 14 yıl sonra bitirildi. Bu kez de yarasa rötarı deniliyor. Ne olacaksa olsun, bu baraj artık tamamlansın artık. 40 yıllık rüyamız gerçekleşsin" diyen zeytin üreticisi Şakir Ergamalı (60), yarasaların yeni uyku dönemlerinin geldiğini, yetkililerin ellerini çabuk tutması gerektiğini söyledi.

Sebze üreticisi Mehmet Doğandere de yörede kuraklığın her geçen gün artıp su seviyesinin düştüğüne işaret ederken, "Tarlalarımızın yarıdan fazlası susuzluk nedeniyle ekilemiyor. Bu hem yöre hem de ülke ekonomisine zarar veriyor. Yarasaların su tutulmasına engel olduğunu sanmıyorum. Barajın su tutması savsaklanıyor. Gerçekler açıklansın" diye konuştu.

"ÇIKMAZLARSA YARASALARI ZEHİRLERİZ"

Havran Belediye Başkanı AKP'li Hasan Lofçalıoğlu ile AKP´li İl Genel Meclisi Üyesi ve Havran Ziraat Odası Başkanı Emin Ersoy'un da önünü kesip isteklerini yineleyen çiftçiler, "Seçimlerde bizlerden oy istiyorsunuz. Biz de size inanıp oyumuzu veriyoruz. Barajın su tutması konusundaki açıklamalar bizi tatmin etmiyor. Topraklarımız kuraklaştı, zeytin ve mandalina da üretim düştü. Her geçen gün zararımıza oluyor. 40 yıldan bu yana bu barajın yapımını bekliyoruz. Bu gün, yarın denilerek uyutulduk. Bir yarasa bahanesi tutturuldu gidiyor. Yarasaların, barajın su tutmasına engel olduğu iddialarına inanmıyoruz. Bu konuda yapılan açıklamalar bize inandırıcı gelmiyor. Barajın tamamlanıp tamamlanmadığından şüpheliyiz, yarasalar bahane ediliyor. Artık sabrımız kalmadı. Eğer yarasaları zehirlersek, bu sorun çözülecekse biz bunu sağlarız, cezasını da katlanırız" tehditini savurdu.

YARASALAR ÇIKSIN DİYE GÜRÜLTÜ YAPILIP IŞIK TUTULACAK

Üreticinin tepkisine artık yanıt veremediklerini ve taşkınlık yapmalarından korktuklarını söyleyen Başkan Lofçalıoğlu ile Meclisi Ersoy, sıkıntıyı İl Genel Meclisi´ne ve DSİ yetkililerine aktardı. DSİ 25 Bölge Müdürlüğü yetkileri, sorunun çözümü için çalışma başlattı. Çevre ve Orman Bakanlığı ile Ankara ve Kırıkkale üniversitelerinden yardım istedi. İlçeye gelen uzmanekipler, Havran Barajı ile yarasa mağaralarında incelemelerine başladı. Teknik ekip, inceleme sonunda 20 bine yakın yarasanın gürültü yapılıp ışık tutularak çıkarılmasına karar verdi. Ancak bu kez de yarasaların yine uyku vakitlerinin geldiği ileri sürüldü.

"ÇİFTÇİ BU ÖRNEK ÇALIŞMAYA BİRAZ SAYGI GÖSTERSİN"

Havran Kaymakamı Fatih Genel, bir hafta önce ilçeye gelen DSİ Balıkesir 25. Bölge Müdürü Şahin Durukan ile barajda birlikte inceleme yaptıklarını anlatırken, "Barajın tamamlanmadığı, onun için su tutmadığı yönündeki iddialar sadece bir söylenti. Devlet, vatandaşına yalan söylemez. Müdür Durukan, sık sık kendisi de gelerek baraj alanında incelemeler yapıyor. Baraj alanındaki mağarada yaşayan 8 ayrı familyadan 20 bin yarasanın kurtarılacak olması da örnek bir çalışma. Çiftçilerimizin bu projeye saygı göstermelerini beklerim. En sonaldığım bilgiye göre, genel müdürlükten gelecek teknik ekip, yarasaların mağarasında gürültü çıkarıp ışık tutarak yarasayı yeni yerlerine taşımaya çalışacak. Yıl sonuna kadar bu işlemin tamamlanacağı ve barajda su tutulmaya başlanacağı ifade edildi" dedi.


HABERAJANS

İlgili başka  yazılar :
Bu çalışma  yarasalar için
Edremit Körfezinde yarasa katliamı

Aslında   olay  oldukça eski , ama ilginç..
Belki de unutulmuştur , kimbilir ....


Devamı İçin Tıklayınız...>>

57 noktada yangın



Kanada'nın Alberta eyaletinin kuzeyinde Cumartesi gecesi 57 ayrı noktada başlayan orman yangınları kontrol altına alınamıyor.

Saatte 100 kilometre esen rüzgar da yangınların giderek daha geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. 57 yangından şu ana kadar sadece 20 kadarı kontrol altına alınabilirken, en büyük sorun Slave Lake kasabasında yaşanıyor.

Slave Lake Belediye Başkanı Karine Pillay-Kinnee, "Yangının şehre ulaştığını bile anlayamadık. Nerede, ne zaman başladı farkında değiliz. Binlerce insan, malını bıraktı canını kurtarmak için kaçıyor" dedi.

Kasaba dışındaki ormanlarda iki ayrı noktada başlayan yangın, 2900 hektar araziyi kül etti. Rüzgarın etkisiyle yayılan ve üç ayrı noktayı daha tutuşturan alevler, kasabanın tamamını tehdit eder halde.

Kasaba merkezindeki lise, kütüphane, alışveriş merkezi ve birçok bina alevler arasında kaldı. Yangın nedeniyle 29 hastası tahliye edilen kasaba hastanesi de yanmaya başladı. Araçlarına aldıkları eşyaları ve aileleri ile yollara düşen halk, otoyolların tıkanmasına da neden oldu.

Bölgedeki yangınlarda binin üzerinde itfaiye görevlisi ve gönüllü görev yapıyor. Yangınlara, karadan ve havadan müdahaleler ise aralıksız sürüyor.

Alberta Eyalet Başbakanı Ed Stelmach, "Slave Lake'deki felaket, ülkemizin, eyaletimizin ve halkımızın yaşadığı en büyük olaylardan biridir. En büyük tesellimiz, şu ana dek can kaybı olmamasıdır. Herkesi bölge insanı için dua etmeye çağırıyorum" dedi.

AA


Devamı İçin Tıklayınız...>>

AKHİSAR HELİKOPTER


Bu yaz , yukarıdaki KA -32 Helikopter , Akhisar Karaköy'de könuşlanarak yangınlarla mücadele edecek ..
Yetenekli Kiev'li uçuş ekibi Türk pilot Ömer Kaptan ve idare görevlisi Remzi BİRCAN , yangınsız , zarar ziyansız ormanlarımızın güven içinde geçireceği bir yaz sezonu diliyorlar.

Posted by Picasa


BENZER KONULAR:
akhisar helikopter


Devamı İçin Tıklayınız...>>

Veda.........



İzmir Orman İşletme Müdürlüğündeki görevinden , talebi üzerine Akhisar Orman İşletme Müdürlüğüne Mühendis olarak atanan Remzi BİRCAN ve ailesi , 30 Mart 2010 tarihinde , yaklaşık 13 yıl kaldığı Gaziemir'den ayrılarak Akhisar'a yerleştiler.

Gaziemir Orman İşletme Şefliği mensuplarınca tertiplenen veda yemeğinde Gaziemir ve Gümüldür Şefliği personeli ve aileleri , bir yandan duygusal bir yandan da neşeli bir akşam geçirdiler


Bunca yıldan sonra , ayrılık anı , gidenler için de , kalanlar için de zor oldu ..


Burak...


Paylaşılan o kadar yıllardan sonra en sevdiklerinden kopmak kolay mıydı..

Zor olacaktı ..

Ama , güzel olan şey , gidenler ve geride bırakılanlar , hiç bir zaman unutulmayacaktı.


Ne demiş Şair :
- BAKİ KALAN BU KUBBEDE , BİR HOŞ SEDA İMİŞ...


Hoşçakal Gaziemir ..........


Devamı İçin Tıklayınız...>>

Geleceğimiz erimesin


Bütün dünya giderek kötüleşen çevre koşullarını frenlemeye, dizginlemeye, düzeltmeye çalışıyor. Lider ülkeler, bilim dünyası, sivil toplum kuruluşları buna kafa yoruyor. Ne yapmalı, ne etmeli ki bu tehlikeli gidişin önü kesilsin.

Türkiye de, bu ortak çabalara paralel çalışmalar yapıyor. Bir yandan devlet, diğer taraftan sivil toplum örgütleri hem milleti uyandırmak ve hem de olumsuz gelişmeleri azaltmak için projeler üretiyor, çareler geliştiriyorlar. Böylelikle ülkenin dikkatini çevre felaketlerine, doğal afetlere ve yakın geleceğin geliyorum diyen büyük tehlikesine çekiyorlar.

Bu hafta, iki lider ve önemli kuruluşumuzun yaptığı ortak bir kampanyadan söz etmek istiyorum. Karadaki en büyük ve etkili sivil toplum örgütümüz TEMA ile denizdeki en büyük ve etkili örgütümüz TURMEPA elele vererek, Türkiye’yi uyandırmak konusunda çok önemli ve yararlı bir çalışma yaptılar. Aylarca süren ve “Geleceğimiz erimesin” adı verilen bu kampanyayla TEMA ve TURMEPA, yurt genelinde yüzbinlerce insanımızı ve çocuğumuzu eğittiler. TEMA karadan tırla, TURMEPA ise denizden kendi gemileriyle Türkiye’yi dolaşarak inanılmaz bir eğitim seferberliği başlattılar. Tehlikeyi bir yandan halka, diğer yandan okullarda verdikleri konferanslar ve dağıttıkları eğitici broşürlerle öğrencilere anlattılar. Çok başarılı sonuçlar aldıklarını söylemeliyim.

Sizlere bu kampanyadaki en çarpıcı önlem ve geleceğimizin erimemesi için önerilen tavsiyeleri nakletmek istiyorum. Böylece çorbada bizim de bir tutam tuzumuz olur.

TURMEPA ve TEMA konuyu şöyle özetliyor ve dünyamızı kurtarmaya yardımcı olacak tavsiyeleri şu şekilde sıralıyorlar...

“Gezegenimiz kriz içinde. Dünyanın nüfusu hızla artıyor. Dolayısıyla kirlilik de inanılmaz boyutlara tırmanıyor. İçme suları azalıyor, denizler ve okyanuslar tehdit altında, ormanlar tahrip ediliyor. Doğal ortamı yok olan canlı türleri de yok olmaya başlıyor. Üstelik bir daha dönmemek üzere..

İnsanoğlunun doğal kaynakları yok etmesi yüzünden iklimler, hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde ısınıyor. Bütün bu çevresel sorunlar, bugünün çocuklarına yani yarının dünya vatandaşlarına miras kalacak. Günlük hayatta uygulayabileceğimiz birkaç basit tavsiyeyle tek evimiz dünyamızı kurtarabiliriz.

Dünya çapında ısı giderek artıyor. Bunun başlıca nedeni, atmosferdeki sera gazı seviyesinin çok olması. Bu gazlar insanlar tarafından üretiliyor ve güneşten gelen ısıyı çekiyor. Kutuplardaki buzullar hali hazırda hiç olmadığı kadar hızla eriyor. İklim değişikliğinin etkileri hepimizi etkileyecek.

Buna karşı hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçmeliyiz.

Bunun için ne yapabiliriz?

Odadan çıkarken ışıkları kapayın. Klasik ampulleri enerji tasarruflu ampullerle değiştirin. Daha az araba kullanıp, toplu taşıma araçlarını tercih edin. Kağıt, plastik, cam gibi kullandığımız herşeyi geri dönüştürmeye çalışın. İnsanları da bu konuda uyarın. Oynamadığınız eski oyuncaklarınızı başkalarına verin.

İnsanların ürettiği çöpler en sonunda denizlere gidiyor. Rüzgar, dalgalar ve denizde meydana gelen doğal olaylarla birlikte bu çöpler, dünyanın ücra köşelerine bile taşınabilir. Deniz kirliliği doğaya hasar verirken, insan sağlığını ve bir o kadar da denizde yaşayan canlı türlerini ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Ne yapabiliriz?

Çöplerinizi sokağa atmayın. Çünkü en ufak bir yağmur bile onları denize götürmeye neden olabilir. Tekneyle yolculuk yaparken çöpünüzü güvertede bırakmayın. Rüzgar onu denize atabilir. Plajlarda çöpünüzü ortada bırakmayın, çöp kutularına atın. Plastik torba kullanmayın. Plastik torbalar deniz canlılarının ölümüne de neden oluyor. Yasadışı balıkçılık yapanlardan deniz mahsulu almayın. Gönüllü olarak kıyı temizliği aktivitelerine katılın ve çevrenizdekileri yönlendirin.

Günümüzde gezegenimizdeki 2,5 milyardan fazla insan, içme suyuna ve temel sağlık koşullarına erişemiyor. Gelişmiş ülkelerde bir insan, günde 120 litreden fazla su kullanabilir. Fakat bazı Afrika ve Asya ülkelerinde 8 kişilik bir aile, günde 20 litreden az bir suyla yaşamaktadır. Muslukları kapatalım ve kabul edelim ki, dünyanın değişik yerlerinde her gün 4 milyon çocuk hayatta kalma savaşı veriyor. Ne yapabiliriz?

Dişlerinizi fırçalarken musluğu açık bırakmayın. Küveti suyla doldurmak yerine, banyonuzu hızlı bir şekilde duşta yapın. Tuvaletten ve musluktan akan su miktarını azaltmanın yollarını arayın. Çamaşır ve bulaşık makinalarını tam dolu iken çalıştırın. Arabanızı hortumla yıkamak yerine, kova kullanarak yıkayın. Kendi evinizdeki veya çevrenizdeki herhangi bir su sızıntısını hemen bildirin ve derhal onarılmasını isteyin. Çiçeklerin havanın çok sıcak olmadığı saatlerde sulandığından emin olun.

İnsanın tahtaya ve tarımsal alana ihtiyacından dolayı, her geçen gün daha çok orman tahrip ediliyor. Geride çöl kalıyor ve birçok canlı türünün nesli tükeniyor. Bugün her 4 memeliden 1’i, her 8 kuş türünden 1’i ve her 3 sürüngenden 1’i neslinin tükenmesi tehdidiyle karşı karşıya. Ne yapabiliriz?

Ormanlara ve onların biyolojik çeşitliliğine saygı duyalım, etrafımızdakileri de uyaralım. Daha az ağaç harcamak için, kağıtların her iki yüzünü de kullanalım. Kağıtları geri dönüşüme aktaralım. Çünkü bir ton geri döndürülmüş kağıt, 17 tane büyük ağaç demektir. Okulla veya ailenizle ağaç dikim aktivitelerine katılın. Her ne kadar apartmanlarda yaşıyorsanız da, evinizde yeşil köşe oluşturun. Gübre yapın, örneğin yemek artıklarını değerlendirin. Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanların ürünlerini almayın.’’

TEMA ve TURMEPA daha iyi bir dünya için çalışıyor.(...) Gelin siz de destek olun.

Geleceğimiz erimesin.
can pulak


GÖZLEMGAZETESİNDEN ALINTI


Devamı İçin Tıklayınız...>>
 
Clicky Web Analytics